Saturday, January 15, 2011

Ne var ne yok

Aksam Neset Ertas konserine gittik. Neset Ertas'i ilk kez izliyorum. Tam bir usta, cok etkileyiciydi. Ustayi dinlemeye ve etkilenmeye hazir bir kitle, alkislar, "baba" sesleri.. Neset Ertas son derece mutevaziydi, ceketini cikarirken izin istedi ornegin. Alli Turna turkusu butun acikliligina ragmen yine coook hosuma gitti, yol boyu Ertug'u kizdirmak bahasina kendi yorumlarimi da ekleyerek soyledim, simdi de bunlari yazarken icimden soylemeye devam ediyorum..

İki yolculuk plani: Mayista Amerika ve Agustos'ta İspanya!
Amerika'ya bir konferans icin gidiyorum, yine Orlando. Orlando'yu hic sevmemistim, muhtemelen bu defa da sevmeyecegim, ama konferans ne zamandir istedigim bir sey: ASTD'nin yillik buyuk etkinligi. Gezinin kendime ayirdigim surprizi iki gunluk New York! Hey hey! Sabah oyle bir sey yapayim dedim ve kendi kendime gaza geldim ama bir yandan da yalniz gidiyor olmaktan acayip korkuyorum. Simdiye kadar hic bir yolculugumda boyle bir sey hissetmemistim. Bilmiyorum, yazarim donunce artik. Bloglar arasinda gezerken iki gunluk bir gezi programi buldum, icinde Central Park olmasa da butun atraksiyonlar var, sanirim onu izleyecegim. Orhan Pamuk son kitabindaki yazilardan birinde New York'taki ilk gecesini yaziyordu, ben de yazayim bakalim:p
Agustos'ta iki haftaligina İspanya'ya gidiyoruz. Gecen yaz yaptigimiz arabali İngiltere-İskocya tatilinin İspanya versiyonu. Gorecek ne cok sey var! En cok Endulus bolgesini merak ediyorum.

Elif geldi gitti, yeni yil basladi, nefes aliniyor; bu yazi ipad'de yazilan ilk yazi oluyor..

No comments: