Saturday, April 05, 2008

baylan baylan konuşmak

İstanbul'da en sevdiğim mekanlardan biridir Baylan. Kadıköy'e her inişimizde bir bahane yaratıp girdiğim bir yerdir. Arka taraftaki sarmaşıklı bahçesinde, bir çay ya da bir espresso ya da limonata ve ufak ballı pastalar.. Daha fazla kremaya hazırsanız, kup griye.. İnsan daha ne isteyebilir ?

Bu sabah Elif'le kalktık. Yapacak başka işlerimiz olmasına rağmen, baylan baylan konuştuğumuzu ve olduğumuzu farkedip ("baylan baylan konuşmak" şımarık ve nazlı demek diye biliyordum ama "baylan"ın bir anlamı da "kusursuzluk ve mükemmellik" demekmiş ki, işimize geldiğinde bu anlamı da kullanılabilir) işleri boşverdik ve kendimizi Kadıköy'e attık.

Kadıköy'e gitmeyeli çok olmuş. Gerçekten.. PTT binası yıkılmış, Seyhan Müzik Starbucks olmuş, sokakların caddelerin önemli bir kısmı genişletilmiş vs vs. Kızımın dalga geçmesi pahasına bütün değişikliklere "aaa!" tepkisi verdikten sonra, Baylan'ın hiç değişmediğini görüp rahatladım.

Arka bahçesine sığınıp gazete okuduk, aldığımız kitaplara gömüldük. Nefes aldık, dinlendik ve eve döndük..

Macaron'ları çok pahalılaştırmışlar ama:(

No comments: