Hazırlıksız gittik. Nereleri görmek istediğimizi biliyorduk, ancak harita üzerinde bulamamıştık. Oyüzden, gitmek istediğimiz bir sürü yeri bulamadık. Bulduğumuz haliyle bile, Fener Balat çevresi etkileyiciydi.
Patrikhane ziyaretindeki yunanlı grupların heyecanı çok ilginçti. Son derece mütevazı bir mekan olan Patrikhane'nin bir yandan da bir dinin merkezi olduğuna inanmak zor. İçinde 3 azizenin tabutları ve ikonaları var. Mihrap duvarında yer alan süslemelerin 40 yılda işlendiği söyleniyor. Ayrıca duvardaki bir delikten görünen demir parçasının İsa'nın gerildiği çarmıın bir parçası olduğuna inanılıyormuş.
Balat çarşısında Kastamonu Sultan Köftecisi'nde kuru fasulye pilav ve çilek kompostosu yedik. Son derece lezzetli ve -muhtemelen temiz- 6 kişilik bu yemek için 20 lira ödedik. Elif hala uğradığı şoku atlatabilmiş değil :)
Aslında çevrede daha farklı yemek alternatifleri de var; Tarihi Haliç İşkembecisi, Cibalikapı Balıkçısı, Giritli gibi..
Daha geniş bir zamanda, tekrar gitmek istediğimiz Fener Balat'la ilgili şimdilik bu kadar yazacağım sanırım..
No comments:
Post a Comment